20 Aralık 2024 Cuma
Ardahan’da etkili olan yoğun kar yağışı, hem zorlu kış şartlarını beraberinde getirdi hem de kayak tutkunlarına şehir merkezinde farklı bir deneyim yaşattı. Kent merkezinde kar kalınlığının 22 santimetreye ulaşmasıyla birlikte, gençler sokakları kayak pistine çevirdi.
Kayak yapmayı seven üç arkadaş, kayak takımlarını giyerek Ardahan’ın cadde ve sokaklarında kaydı. Yalnızçam Kayak Merkezi’nin henüz sezonu açmamış olmasından dolayı alternatif bir çözüm bulan gençler, şehir merkezinde kayak yapmanın keyfini çıkararak çevredeki vatandaşların dikkatini çekti. Bu yaratıcı girişim, hem eğlenceli anlara sahne oldu hem de kış sporlarına olan ilgiyi gözler önüne serdi.
Gençler, “Kayak merkezinin açılmasını sabırsızlıkla bekliyoruz. Ama karı görünce dayanamadık ve şehirde kaymaya karar verdik. Çok eğlenceli bir deneyim oldu” ifadelerini kullandı.
Ardahan kent merkezine 15 kilometre uzaklıkta bulunan Yalnızçam Kayak Merkezi, bölgenin en önemli kış turizmi noktalarından biri. Ancak merkezde kar kalınlığının yeterli seviyeye ulaşmaması nedeniyle sezon açılışı henüz gerçekleştirilemedi. Kayak severler, devam eden kar yağışıyla birlikte merkezde pistlerin yakın zamanda açılmasını umut ediyor.
Ardahan’da etkili olan kar yağışı, günlük yaşamı olumsuz etkilese de kış sporları tutkunları için yeni eğlence fırsatları sunuyor. Gençlerin şehir merkezinde gerçekleştirdiği bu sıra dışı etkinlik, kış sporlarına olan ilgiyi artırırken, bölge turizmi için de olumlu bir mesaj veriyor.
Ardahan’ın kış sporları potansiyelini bir kez daha gözler önüne seren bu etkinlik, şehirdeki kar yağışının sadece zorluklarla değil, aynı zamanda eğlenceli anlarla da anılmasına vesile oldu.
Kaynak: https://www.ensonhaber.com
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank’a yönelik uyguladığı yaptırımlardan Türkiye’ye özel muafiyet tanıdığını açıkladı. Bu gelişme, Türkiye’nin Rusya’dan doğalgaz alımına yönelik ödeme süreçlerini etkilenmeden sürdürmesine olanak tanıyor. ABD’nin bu adımı, Türkiye’nin enerji arz güvenliği açısından kritik bir karar olarak değerlendiriliyor.
Türkiye, enerji ihtiyacının büyük bir kısmını doğalgaz ithalatıyla karşılıyor ve bu ithalatın önemli bir bölümü Rusya’dan yapılıyor. 2023 yılında Türkiye’nin toplam doğalgaz ithalatı 53,5 milyar metreküp olarak gerçekleşirken, bunun yaklaşık %39’u Rusya’dan sağlandı. Bu oran, Rusya’nın Türkiye’nin enerji arzındaki kritik rolünü bir kez daha ortaya koyuyor.
ABD, Kasım 2024’te Rusya’nın uluslararası finans sistemine erişimini kısıtlamak amacıyla Gazprombank’a yaptırımlar uygulamaya başlamıştı. Ancak Türkiye, enerji ticaretinin sekteye uğramaması için bu yaptırımlardan muaf tutulmayı talep etti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’li yetkililerle yapılan görüşmeler sonucunda Türkiye’nin Gazprombank üzerinden doğalgaz ödemelerine devam edebileceğini duyurdu.
Bayraktar, açıklamasında “Para ödeyemezsek, gaz alamayız. Türkiye’ye muafiyet verilmezse bu, Rusya değil Türkiye’yi hedef almak demektir” ifadelerini kullanarak konunun önemini vurguladı.
Türkiye, enerji arz güvenliğini sağlamak amacıyla Rusya ile alternatif ödeme yöntemlerini de değerlendirdi. Ankara’da yapılan toplantılarda, her iki ülkenin enerji iş birliğini güçlendirecek çeşitli senaryolar ele alındı. Ancak ABD’nin Türkiye’ye tanıdığı muafiyet sayesinde, mevcut ödeme sisteminin aksaması önlenmiş oldu.
Uzmanlar, ABD’nin Türkiye’ye yönelik bu özel muafiyetinin, iki ülke arasındaki stratejik iş birliğini daha da güçlendirebileceğini belirtiyor. Türkiye’nin enerji güvenliği ve bölgedeki jeopolitik dengeler açısından bu kararın önemli bir adım olduğu ifade ediliyor.
Bu gelişme, Türkiye’nin enerji ticaretinde herhangi bir aksama olmadan yoluna devam etmesini sağlarken, aynı zamanda uluslararası arenada önemli bir kazanım olarak değerlendiriliyor.
Kaynak: https://www.ensonhaber.com
İstanbul – İnsan kaynakları ve endüstriyel ilişkiler alanında 23 yıllık tecrübeye sahip olan Lisan Ulukan, Business Channel Türk TV’de katıldığı programda meslek hayatını, insan kaynaklarının önemini ve genç meslektaşlara yönelik tavsiyelerini anlattı.
Mesleğe Adım Atışı
1999 yılında Dumlupınar Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun olan Lisan Ulukan, kariyerine mağazacılık sektöründe başladı. İlk iş deneyimlerinin ardından insan kaynakları departmanında çalışmaya davet edildi. Ulukan, sosyal ilişkileri ve analitik düşüncesi sayesinde insan kaynakları yönetimine yöneldiğini belirtti. Bu dönemin kariyerindeki bir dönüm noktası olduğunu ifade eden Ulukan, “O dönemki insan kaynakları direktörümüzün bana olan güveni ve verdiği şans, bugünlere gelmemde etkili oldu,” dedi.
Endüstriyel İlişkiler: İnsan Kaynaklarının Kilit Fonksiyonu
Endüstriyel ilişkiler hakkında bilgi veren Ulukan, bu alanın işveren ve çalışan arasındaki ilişkileri düzenlemeye odaklandığını söyledi. İş yasaları ve sosyal güvenlik mevzuatına uygun süreçlerin yönetildiğini belirterek, “Biz insan kaynakları ile çalışan arasında bir terazi gibiyiz; her iki tarafa da eşit mesafede durmalıyız,” dedi.
Gelecek Nesillere İlham
Mesleki hedeflerinden bahseden Ulukan, deneyimlerini genç meslektaşlara aktarmak istediğini dile getirdi. “Bilginin paylaşıldıkça büyüdüğüne inanıyorum. Bundan sonraki amacım, genç nesilleri iş hayatına hazırlamak ve onları bu alanda başarılı kılmak,” ifadelerini kullandı. Ulukan ayrıca, kızıyla birlikte üniversite sınav heyecanı yaşadıklarını ve kızının da ileride insan kaynaklarında etkin bir rol üstlenmesini umut ettiğini söyledi.
İnsan Kaynaklarında Empati ve Güvenin Önemi
İnsan kaynakları yönetiminde empati yapmanın ve çalışanlara güven vermenin önemini vurgulayan Ulukan, “Çalışanların çekincelerini kırarak samimi bir iletişim ortamı oluşturmayı hedefliyorum. Çünkü insan kaynakları, yalnızca işverenin değil, aynı zamanda çalışanların da temsil edildiği bir departmandır,” dedi.
Gençlere Tavsiyeler
İnsan kaynaklarında kariyer yapmak isteyenlere seslenen Ulukan, mesleğin sevgi ve bağlılıkla yapılması gerektiğini belirtti. Eleştirilerin kişisel algılanmaması gerektiğine dikkat çeken Ulukan, “Her geri bildirim bir gelişim fırsatıdır. Dinlemek ve çözüm üretmek başarıyı getirir,” dedi.
Programın sonunda Ulukan, insan kaynakları yönetiminin çalışanlarla işveren arasında denge kurmayı gerektiren, çok yönlü bir meslek olduğunu hatırlatarak, bu alanda çalışmak isteyen gençlere cesaret verdi.
Suriye’de 12 yıllık iç savaşın ardından yeni bir dönem başlarken, ülkenin doğusunda PKK/YPG’nin kontrol ettiği bölgelerdeki Arap aşiretler, örgütün baskıcı politikalarına karşı ayaklanma başlattı. Özellikle Deyrizor, Rakka, Haseke ve Ayn el-Arab (Kobani) bölgelerinde yoğunlaşan bu direniş, terör örgütüne karşı büyük bir mücadeleyi beraberinde getirdi.
PKK/YPG’nin demografik yapıyı değiştirme girişimleri ve baskıcı politikaları, bölgede yaşayan Arap aşiretlerini silahlı direnişe yöneltti. Rakka ve çevresindeki aşiret liderleri, 2017’den bu yana örgütün işgalindeki topraklarını geri almak için harekete geçti. Aşiret liderleri yaptıkları açıklamada, “Rakka, Suriye’nin ayrılmaz bir parçasıdır. SDG saflarındaki evlatlarımızdan bu ayrılıkçı örgütten ayrılmalarını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Deyrizor bölgesi, Arap aşiretlerinin örgüte karşı başlattığı direnişin merkezlerinden biri haline geldi. Silahlı gruplar, terör örgütüne karşı operasyonlar düzenleyerek stratejik noktaları ele geçirdi. Aşiretler, örgütün bölgedeki hareket alanını daraltarak, PKK/YPG’nin kontrolündeki birçok noktada hâkimiyet kurmayı başardı.
Direnişin etkisiyle PKK/YPG, bazı bölgelerde geri çekilmek zorunda kaldı. Aşiret güçlerinin, örgütün stratejik alanlarını ele geçirmesiyle birlikte bölgedeki dengeler hızla değişmeye başladı. Özellikle Deyrizor’daki aşiretlerin örgütü püskürtmesi, bölgede yeni bir dönemin başlangıcı olarak değerlendiriliyor.
Arap aşiretlerin başlattığı bu direniş, uluslararası toplumda da yankı buldu. Uzmanlar, bu gelişmelerin bölgedeki demografik yapının bozulması ve dış müdahalelerin bir sonucu olduğunu ifade ediyor. Türkiye’nin süreçteki rolü ve bölgedeki dengeleri değiştirecek adımları, ilerleyen dönemde önemli bir etki yaratabilir.
Suriye’nin doğusunda yaşanan bu hareketlilik, sadece yerel düzeyde değil, aynı zamanda uluslararası platformlarda da yakından takip ediliyor. Aşiretlerin örgüte karşı mücadelesi, bölgedeki güç dengelerini yeniden şekillendirirken, Suriye’nin geleceği için kritik bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
Kaynak: https://www.ensonhaber.com
Herniated disc, bilinen adıyla bel fıtığı, günümüzde oldukça yaygın bir sağlık problemi olarak öne çıkıyor. Medikal Park Hastanesi’nde Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı olarak görev yapan Doç. Dr. Murat Kiraz, Business Channel Türk TV’de katıldığı bir programda, bel fıtığı ile ilgili bilinmesi gerekenleri anlattı. İşte o açıklamalar:
Bel fıtığı, omurgadaki disklerin yapısal olarak deforme olması sonucu ortaya çıkan bir rahatsızlık olarak tanımlanıyor. Doç. Dr. Kiraz, bel ağrısı, bacaklarda uyuşukluk ve kalçaya vuran ağrının bu hastalığın başlıca belirtileri olduğunu belirtti. Rahatsızlık şikâyeti olan hastalara genellikle muayene ve ardından MR çekimi ile teşhis konuluyor.
Hastalığın tedavisinde cerrahi ve cerrahi olmayan yöntemler tercih ediliyor:
Kapalı cerrahinin avantajlarına değinen Doç. Dr. Kiraz, bu yöntemin daha küçük bir kesiyle gerçekleştirildiğini ve iyileşme sürecini hızlandırdığını vurguladı.
Doç. Dr. Kiraz, genetik faktörlerin bel fıtığı üzerinde etkili olabileceğini belirtti. Özellikle ağır yük kaldıranlar, uzun süre oturarak çalışanlar ve yanlış duruş pozisyonlarına sahip bireylerin risk grubunda olduğunu ifade etti. Bu durumu önlemek için şu önerilerde bulundu:
Bel fıtığının fazla kilolardan olumsuz etkilendiğine dikkat çeken Doç. Dr. Kiraz, “Hastalarımızın mutlaka kilo vermesi ve yaşam tarzlarını buna göre düzenlemeleri gerekiyor,” dedi.
Programın sonunda, bel fıtığı ile ilgili doğru bilgiye ulaşmanın önemine vurgu yapıldı. Doç. Dr. Kiraz, ameliyata dair ön yargıların kırılması gerektiğini belirterek, tedavi yöntemlerinin hastanın yaşam kalitesini artırdığını ifade etti. Ayrıca, duruş bozukluklarının ve hareketsiz yaşamın ilerleyen dönemde ciddi problemlere yol açabileceğini söyledi.